Bizi Takip Edin

Taekwondo

Para Taekwondo’nun yıldızı Meryem Betül Çavdar

Türkiye para taekwondo tarihinde ilk kez gümüş madalya kazanan Meryem Betül Çavdar ile röportaj yapıldı.

Türkiye Milli Paralimpik Komitesinin yayımladığı Meryem Betül Çavdar röportajı şu şekilde:

2024 Paris Paralimpik Oyunları’na yaklaşık 1 buçuk yıl kaldı. Sporcularımız oyunlar için harıl harıl çalışıyor. 2023 yılı bu açıdan oldukça büyük bir öneme sahip. Bu yıl, Paris 2024’e kota veren uluslararası organizasyonlarda yarışıp yüksek puanlar almak, sporcularımızın öncelikli hedefi. Ülke olarak hedefimiz, sporcu sayımızı bundan önceki Tokyo 2020 Paralimpik Oyunları’na katılan 87 sayısının çok daha üzerine çıkarmak.

Türkiye Milli Paralimpik Komitesi olarak, Paris 2024 yolunda da her zaman olduğu gibi sporcularımızın yanında olacağız. Onlara her türlü desteği vermek için üzerimize düşen tüm görevlerimizi yerine getireceğiz. Oyunlara katılmak için mücadele eden para sporcularımızı kamuoyuna tanıtmak da bu görevlerimizin bir parçası. Bundan böyle, sık sık, bu köşede paralimpik yolculuğuna çıkan sporcularımızı sizlere tanıtacağız. Tanıtımımıza bugün, para taekwondo tarihimizde ilk kez Paralimpik Oyunları’nda gümüş madalya kazanan Meryem Betül Çavdar ile başlıyoruz.

Meryem Hanım, kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Öncellikle herkese merhabalar, köşenizde bana da yer verdiğiniz için çok teşekkür ederim. 2000 yılı Afyonkarahisar doğumluyum. Şu an Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde öğrenimime devam etmekteyim. 2017 yılında milli formayı giyerek başladığım para taekwondo serüvenime, profesyonel bir sporcu olarak devam etmekteyim. 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’nda ilk defa para taekwondonun yer almasıyla birlikte K44 -49 kg kategorisinde final mücadelesi vererek gümüş madalyanın sahibi oldum. Bu madalya ile para tekvando tarihimizde kadınlar kategorisinde ilk Paralimpik Oyunları madalyasını kazanan sporcu olmanın gururunu yaşıyorum.

Taekwondoya ne zaman ve nasıl başladınız? 

Taekwondoya 2013 yılında, ortaokulda bir arkadaşım sayesinde başladım. Gün geçtikçe yetenekli olduğumun ve sporun zihnim ve bedenim üstündeki olumlu etkilerinin farkına varmam, taekwondoyu daha ilgi çekici yaptı. İlgiyle başlayan bu maceram tutku dolu bir serüvene dönüştü.

Rakipleriniz sizin için ne ifade ediyor?

Rakiplerimin hepsi benim için aslında bir basamak. Onlar sayesinde nelerin eksik olduğunun, neler üstünde durmam gerektiğinin farkına varıyorum. Bu farkındalıklar bana güçlü ve geliştirmem gereken yönlerimi gösteriyor. Bir maçta yendiğim rakibime bir sonraki maçta yenilebiliyorum. Ardından sonu gelmeyen bir mücadele ortaya çıkıyor. Her mücadele, kendimi geliştirmemin ve yenilememin önemini gösteriyor.

Yarışmalarda deneyimlediğiniz zorluklar nelerdi?

Şu anda bulunduğum konumda, dünya klasmanında zirvedeyim ve bizler zirvede olduğumuzda beklentiler daha da çok artıyor. Beklentileri boşa çıkarmamak için mücadelem büyüyor ama başarı inancım da artıyor. Böylelikle psikolojik olarak nasıl mücadele etmem gerektiğini, bana destek olan, beni o altın madalyaya iten gizli ellere bu sevinci yaşatmanın nasıl bir gurur olduğunu öğrendim.

Başarı hikayeniz nedir?

Paralimpik Oyunları bütün sporcuların hayali ve ben Tokyo 2020 Paralimpik Oyunları’nda finale kadar yükselip bu kadar büyük ve güzel bir organizasyonda şampiyonluk mücadelesi vererek gümüş madalyanın sahibi oldum. Ülkeme ilk defa Para Taekwondo tarihinde, Paralimpik Oyunları’nda bir madalya kazandırdım. Bu gurur hayatımın sonuna kadar bana eşlik edecek. Umarım Paris 2024’te altın madalyaya uzanarak yeni bir gurura daha imza atabilirim.

Hangi teknikleri öğrenmek kariyerinizde ilerlemenizi sağladı?

Esneklik bu sporda çok önemli, çünkü vücudumuz sürekli hareket halinde. Ayaklarımızı kaldırabilmemiz ve rakibe ulaşmamız esneklik sayesinde oluyor. Tekvando aynı zamanda bir zekâ sporu. Maç, son saniyelerde bile çevrilebiliyor. Önemli olan, maçı iyi okuyabilmek ve rakibin stratejilerine göre yeni bir yol haritası çıkartabilmek. Rakibin hamlelerine karşı nasıl saldırı ya da savunma yapmam gerektiğini öğrenmem, maçlar esnasında çok büyük avantajlar sağladı.

Kariyerinizde yaşadığınız en büyük hayal kırıklığınız ve en mutlu olduğunuz an hangileri?

Kariyerimde yaşadığım şeyleri hayal kırıklığı olarak adlandırmam yanlış olur. Ben bunların hepsine bir tecrübe demeyi tercih ediyorum. En mutlu olduğum an her zaman kürsünün en üst basamağında olup, bayrağımızı dalgalandırıp altın madalyanın boynuma asıldığı an.

Taekwondoda öğrendiğiniz en büyük ders nedir?

Mücadele ve azminiz ne kadar yüksek olursa ve yaptığınız işten ne kadar keyif alırsanız, size olan mükafatı da o kadar yüksek oluyor. Önemli olan bıkmadan usanmadan emin olduğumuz doğru yolda ilerlemek ve yüzümüzdeki o gülümsemeyi her zaman koruyabilmek. Bu sporun bana öğrettiği en büyük şey de ‘inandığın yolda asla pes etme’ mottosu oldu.

Başarı sizin için ne ifade ediyor?

Başarı benim için sadece buz dağının görünen kısmıdır. Önemli olan buz dağının altında kalmadan, umutsuzluğa kapılmadan, umudun her zaman var olduğunu bilerek düştüğüm yerden yeniden kalkıp mücadeleye devam etmektir. Başarı mutluluğun bir anahtarı, her mücadelenin ise arkasındaki itici güçtür.

Spor yapmak isteyen gençlere ve ailelerine ne söylemek istersiniz?

Burada en büyük sorumluluk ailelerde. Gençlere ailelerinin arkalarında olduğunu bilmek daha büyük cesaret verecektir. Elbette başta çok zorlanacaklar fakat ilk mücadelelerinde ufacık da olsa bir başarı bütün tedirginliklerini yok edecektir. Önemli olan, o ilk adımı atıp kendilerini hapsettikleri yerden çıkarmaları. Tekvando sert bir spor, alınan darbeler elbette yıpratıcı olabiliyor fakat, kendinizi geliştirdikçe o darbelerin sizlere çok fazla şey öğrettiğini anlayacaksınız. Bu yolda pes etmemek çok önemli. İnandığınız yoldan ilerlediğiniz sürece, o başarı size kucak açacak ve bugüne kadar çektiğiniz tüm zorlukları unutacaksınız.

RÖPORTAJ: Can Dericioğlu

Yorum Yap

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Daha fazla Taekwondo