Audi Formula 1 CEO’su Adam Baker, verdiği özel bir röportajda Audi’nin hedeflerinden, beklentilerinden ve planlarından bahsetti.
İlk olarak Audi’nin F1’e giriş kararıyla ilgili konuşan Baker, “Spora dünya çapında büyük bir ilgi olduğu ve bu ilginin ABD’de yapılacak üç yarışla birlikte artmaya devam ettiği aşikâr.”
“2026 sezonunun bir başlangıç noktası olarak son derece cazip olduğunu düşünüyor, giriş kararını en doğru zamanda aldığımıza inanıyoruz.
“2026 sezonu aynı zamanda yeni kuralların da başlangıcına denk geliyor. Daha önce, üreticiler genellikle mevcut kurallar devam ederken spora giriş yapıyorlardı, bu da mevcut rakiplere karşı bir miktar dezavantajlı oldukları anlamına geliyordu.”
“Son olarak değişiklikler hem güç ünitesini hem de şasiyi kapsıyor, bu nedenle modern tarihteki en büyük değişikliklerle karşı karşıyayız. Değişiklikler yeni gelenler için büyük bir avantaj, aynı zamanda büyük bir zorluk.”
Audi’yi cezbeden tek şey kural değişiklikleri değil; firmanın kararında değişkenleri sıfırlamak ve rekabeti eşitleyebilmek için getirilen bütçe sınırı uygulaması da etkili oldu.
Baker, “Bütçe sınırı takımlar için zaten mevcut, 2026 kurallarıyla spora giriş yapacak veya kalacak üreticiler için de Ocak ayında uygulamaya kondu. Bu da gelişim süreci boyunca bütçe sınırının etkisini göstereceği ve herkesin eşit şansa sahip olacağı anlamına geliyor.”
“Aynı şey 2026 araçlarını geliştiren takımlar için de geçerli, teorik olarak herkes aynı mali kaynaklarla benzer bir şansa sahip.
“Son olarak Formula 1’de yarışmanın maliyetinde de önemli bir düşüş var, bu da sporu daha cazip hale getiriyor ve iş kısmında bize yardımcı oluyor.” dedi.
Audi şimdiden oldukça hevesli görünüyor olabilir, ancak seriye giriş yapacakları resmi olarak duyurulmadan FIA ile güç ünitesi yönetmeliği değişiklikleri konusunda uzun bir müzakere süreci geçirdiler ve talepleri tamamen kabul görene kadar anlaşmaya yanaşmadılar.
Motor sporlarının çeşitli dallarında büyük başarılar elde eden Audi, sıfırdan başlamamak gibi bir avantaja da sahip; nitekim Ocak ayında Sauber ile ortaklık kurulduğu ve İsviçre merkezli takımın azınlık hissesinin satın alındığı resmi olarak açıklandı.
Bunun anlamı, Audi motoru takılmadan önce şasinin Sauber’in Hinwil’deki teknoloji merkezinde hazır edileceği.
Baker, “Sauber’i gibi bir ortağa sahip olduğumuz için çok mutluyuz. Mükemmel bir altyapıya ve deneyimli personele sahipler.
“Ayrıca Sauber ve Audi arasında uzun bir ilişki var, özellikle de geçmişte DTM veya LMP1 gibi serilerde başarılı ortaklıklar kurduğumuz düşünülürse.”
“Hinwil’deki tesislerin Neuburg’a oldukça yakın olması [iki tesis birbirine sadece 340 km uzaklıkta], dolayısıyla kültür ve dil özelinde uyuşuyor olmamız da bir diğer avantaj.”
“Sauber ile zaten yakın bir teknik işbirliğimiz var, bu kapsamda şasiyi ve güç ünitesini eksiksiz bir paket olarak tamamen optimize etmek istiyoruz.”
“Elbette bu aşamada Sauber’in mevcut ortaklıklarına saygı duymamız gerekiyor. Ortaklığımızı erkenden duyurmanın avantajı, mevcut bir takımla çalışmaya geçiş aşamasının normalde olduğundan daha uzun olması gibi alışılmadık bir duruma da yol açıyor.”
“Buna paralel olarak 2026 aracı üzerinde de Sauber ile işbirliği içinde çalışıyoruz.”
“Bu faaliyetleri birbirinden şu şekilde ayıracağız: Sauber Motorsports önümüzdeki iki yıl boyunca mevcut ortaklarıyla birlikte o süreçteki programı üzerinde çalışıyor olacak. Biz ise genellikle F1 dışı faaliyetlerden sorumlu olan Sauber Technologies ile birlikte çalışacağız.”
“Güç ünitesini ve araç konseptini gerçekten uyumlu bir teknik ekip olarak birlikte geliştiriyoruz. Bu bizim için son derece önemli. Gerçek bir ortaklığa, en ideal çalışma ortamına ulaşmak istiyoruz.”
“Teknik faaliyetler dışında Audi’nin Sauber’e herhangi bir katılımı söz konusu değil.”
“Yarış tutkunu olan herkes ilk yıl rekabetçi olmak istediğimizi söyleyecektir. Ancak önümüzde duran zorluğun büyüklüğünün de farkındayız.”
“Amacımız üç yıl içinde ön sıralarda mücadele edebilmek ki bunun gerçekçi olduğunu düşünüyoruz.”
“Bu hedefe ulaşmak için hem güç ünitesi, hem de şasi için teknik düzenlemelerdeki önemli değişikliği göz önünde bulundurabileceğimiz fırsatlar görüyoruz. Doğru konsepte sahipseniz büyük bir şansınız olacak.”
“Doğru alanlarda yenilik yaparsanız, avantaj sahibi olabilirsiniz.” dedi.