Eskişehirli 30 yaşındaki doğuştan cam kemik hastası Burak Sakçı, sporun engelli bireylere olumlu katkısını göstermek amacıyla taekwondoya başladı.
Cam kemik hastası olarak dünyaya gelen ve ailesinin koruyup kollamasına karşı defalarca vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar oluşan Sakçı, ilkokul ve ortaokulu örgün öğretimle, liseyi ise açık öğretimle bitirdi.
Tedavi sürecinde 9 yıl boyunca 5 kez ameliyat geçirip yaklaşık 1500 seans fizik tedavi görmesinin ardından destekle yürümeye başlayan ve otomobil kullanmayı öğrenerek ehliyet sahibi olan Sakçı, 2018’den itibaren Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Bilgi İşlem Departmanında çalışıyor.
Kendisi gibi cam kemik hastalarına yol göstermek için hayatından ve tedavi süreçlerinden kesitler içeren “Umutlar Kırılmaz” adlı kitap yazan Sakçı, engelli bireylerin, isterlerse her şeyi başarabileceğini bir kez daha kanıtlamak amacıyla spora yöneldi.
Sakçı, dünya ikincisi ve Avrupa şampiyonu milli taekwondocu Gülsena Karakuyulu’nun “Sporla Değişen Hayatlar” adlı TÜBİTAK projesi kapsamında iki ay önce tekvando branşının temel el ve ayak hareketlerinden oluşan poomse ile tanıştı. Karakuyulu’nun teklifiyle spora başlayan Sakçı, antrenmanlarını, yürüteciyle geldiği Yunus Emre Spor Tesisleri’nde sürdürüyor.
Kısa sürede antrenörü Karakuyulu’dan birçok tekniği öğrenen Sakçı, 3-4 Aralık’ta gerçekleştirilen 2. İller Arası İzmir Poomse Müsabakaları’nda Dünya Engelliler Günü dolayısıyla farkındalık amacıyla “Küçük Adam” yazılı dobok (tekvando kıyafeti) giyerek gösteri yaptı. Altın madalya hediye edilen Sakçı, tribündeki seyircilerden uzun süre alkış aldı.
“Sınırlarımız çerçevesinde her şeyin üstesinden gelebiliriz”
GK Şampiyonlar Spor Kulübü bünyesinde çalışmalarını sürdüren Burak Sakçı, birçok alanda engelliler için farkındalık oluşturmaya çabaladığını, İzmir’deki turnuvaya da bundan dolayı katıldığını söyledi.
Engellilerin sadece yılın bir gününde hatırlanmaması gerektiğini vurgulayan Sakçı, “Yüzlerce kişinin önünde alkışlanarak orada bulunmak güzeldi. Gerçekten bunu kelimelerle anlatamam. Hem mutluluk hem de gurur vericiydi. Tabii bir o kadar da heyecanlandım. O alkışı, o heyecanı yaşamak benim için gurur vericiydi ve ilk madalyamdı. 30 yaşındayım, ilk madalyamı spor alanında sağ olsun Gülsena hocam sayesinde aldım.” diye konuştu.
Sakçı, inanç ve azim gösterdikleri sürece sporun engelli bireylere çok katkısının olduğunu dile getirerek, tekvandonun yanı sıra fitness, vücut geliştirme gibi branşlara ilgisinin olduğunu, futbolu da çok sevdiğini bildirdi.
Ayakta durmasının güç olduğunu ama buna rağmen antrenörünün desteğiyle taekwondoda aşama kaydettiğini aktaran Sakçı, şöyle devam etti:
“Desteksiz ayakta duramıyorum ama yürüteç sayesinde hiç değilse poomse çizerek beni bir şeyleri yapabileceğime inandırdı. Sporun her alanında engelli bireylerin her şeyin üstesinden gelebileceğine yürekten inanıyorum. Sınırlarımız çerçevesinde her şeyin üstesinden gelebiliriz. Özellikle o gün salonda, sesim de bir o kadar gürdür, ‘Taa…’ diye o çektiğim kıyamda adeta kendimden geçtiğimi söyleyebilirim. Hayatım boyunca çevremdeki bazı insanların olumsuz düşüncelerine maruz kaldım. Bana ‘Ehliyet alamazsın’ da dediler, ‘Ayağa kalkamazsın’ da dediler. Hep diyorlar, ‘Yapamazsın’ diyorlar çünkü insanlar der. Bunlara kulak asmamak gerekiyor.”
Gülsena Karakuyulu: Onun yaptığı spor, bize göre çok daha değerli
Gülsena Karakuyulu ise daha önce hep sporcu olarak çıktığı kortta Burak Sakçı’nın arkasında antrenör olarak yer almasının kendisini heyecanlandırdığını dile getirdi.
Sakçı’nın taekwondoda başarılı bir sporcu olma yolunda ilerlediğini anlatan Karakuyulu, şunları kaydetti:
“Engelli kardeşlerimizin hayatı zaten onlar için çok zor giderken, bazı kardeşlerimiz eve kendini kapatabiliyor, engellerini aşamıyor. Burak ağabey hepsine çok öncü oluyor. Burak ağabeyi çok takdir ediyorum. Diğer kardeşlerimize engelin aslında bedende olmadığını, zihinde olduğunu ve her şeyi başarabileceklerini göstermelerini istedik. Bunu da en iyi şekilde başardığımızı düşünüyorum. Çünkü Burak ağabey bu konuda salonda inanılmaz bir şekilde ‘esti’ diyebiliriz. Çok fazla alkış aldı, çok fazla destek aldı. Biz aslında kortta yarışırken Burak abi zihindeki engellilere yönelik görüşlerle, kendi hayatsal mücadelesiyle yarışıyor. Bence onun yaptığı spor, bize göre çok daha değerli ve çok daha başarılı olduğunu düşünüyorum. Burak ağabeyimizin diğer bütün kardeşlerimize örnek olacağını düşünüyorum. Çünkü bu spora başlayan şu an ilk ve tek cam kemik hastası birey. Onun için çok mutluyuz, gururluyuz.”