2022’yi Dünya ve Avrupa Şampiyonu olarak kapatan Fenerbahçeli Milli boksör Buse Naz Çakıroğlu: ‘Avrupa şampiyonluğuna ulaştık. Tokyo için çok umutluydum ve bunu 4 yıl boyunca her röportajımda dile getirdim. Paris için iki katı daha umutluyum. Belki insanlar ‘Büyük konuşuyor’ diyecek ama ben Paris’te altın madalya alacağım.’
■ 2022 Dünya Şampiyonası’ndaki altın madalya rekorunu Avrupa Şampiyonası’nda da bekliyorduk. Ancak diğer sporcularımız erken elendi. Finaleçıkan tek sporcuydun, bu sende baskı yarattı mı?
“Arkadaşlarımın elendiğine üzüldüm sadece. Biz Budva’ya giderken, İstanbul’daki Dünya Şampiyonası’nda olduğu gibi yine Avrupa Şampiyonu olmayı hedeflemiştik. Takım olarak fiziksel anlamda belki Dünya Şampiyonası’nda çok daha iyiydik ama zihinsel olarak zorlandık”
‘Hakem baskısı ve yorgunluk çok fazlaydı’
■ Peki ne oldu?
“Hakem baskısı ve etkisi çok fazlaydı. Dünya şampiyonu olmuş bir takımı tekrar Avrupa şampiyonu yapmak istemediler. Diğer bir boyutu da; takımdaki herkes bu sezon çok fazla turnuvaya katıldı. Zihinsel olarak da artık hepimiz çok yormuştuk. Ben olimpiyattan döndükten sonra ekim ayında (2021) kampa başladım. Şu anda yine ekim (2022) ayındayız. Tam 1 yıldır kamp ve maçlarla devam ediyorum. Yorucu bir dönem geçirdim. Daha Budva uçağına bindiğimizde ‘Ne zaman bitecek, ne zaman döneceğiz’ bunu konuşuyorduk. Gerçekten hepimiz çok yorgunduk. Dünya Şampiyonası’ndaki motivasyonu yeniden bulmak zor oldu. Mesela; Avrupa Şampiyonası’nda ringe çıktığımda salon o kadar sessiz geldi ki bana… Çünkü İstanbul’daki Dünya Şampiyonası’nda taraftar desteği, ailemin orada olması… Yani bu geçiş bile çok zordu. Tabii bu süreci iyi yönetebilmek kolay değil. Burada da kulübümüzün ve antrenörlerimizin üzerimizde çok emeği var.”
‘Final stresi yaşamadım’
■ Avrupa Şampiyonası’ndaki maçlara gelirsek. İrlanda, Dünya Şampiyonası’nda bizden sonra en fazla altın alan 2. ülkeydi ve Budva’da 5 final başarısı yakalayarak motive olmuşlardı. Finalde rakibimiz İrlandalıydı.
“Avrupa Şampiyonası’nda 4 maç yaptım. Vefinal en rahat çıktığımın maçtı diyebilirim.”
■ Evet. Tek net bir yumruk bile almadın!.
“Aynen puan alacak yumruk yemedim. Avrupa Şampiyonası’na gitmeden 15 gün önce, İrlandalılar’la ortak kamp yaptık. Kamp döneminde de herkes kendi rakibiyle antrenman yapma fırsatı buldu. Antrenman modellerine göre, yaptığımız panik tekrarlarına göre. Ortalama olarak maçın nasıl geçeceğini biliyordum. Kendi yapabileceklerimi bildiğimiz için rahattım ancak tabii tetikte bekliyordu. Yani final stresi yaşamadım” “Bu sezon aslında şöyle bir sıkıntı vardı… Tokyo Olimpiyat Oyunları’ndan sonra bütün puanlarımız silindi, sıfırdan başladık. Kilolarda değişti. 51kg’da kazandığım olimpiyat madalyası, şu anda 52kg’da geçerli oldu. Seri başı olmayınca, çok iyi sporcular ilk turda eşleşmeye başladı. Antrenörüm bana maça çıkarken şunu söyler; ‘Kimseyi cesaretlendirme’… Yani rakibin tekrar bir adım atması için cesaretlendirme. ‘İyi başlarsak iyi bitiririz’. Ben de bunu yapmaya çalışıyorum. Aslında fiziksel olarak değil de zihinsel olarak en çok yorulduğum bir turnuvaydı. Antrenörüm bu konuda çok yardımcı olmaya çalıştı. ‘Bak son 2 maç, son 1 gün’ diye motive etti. ‘Yenilirsek 10 gün yine duracağız. 10 gün burada geçmez, en azından maç kazanarak, şampiyon olarak bekleyelim’ diyerek devam ettik”,
‘Sürmeneli’nin maçında ortada bir yumruk yoktu’
■ Yarı finallere kadar yine 3 altın hedefine hâlâ ulaşacağımıza inanıyordum. Ancak Busenaz Sürmeneli’nin tartışmalı maçı, Şennur Demir’in şanssızlığı, neler söylemek istersin?
“Bazen geride olduğumuz maçlarda diyorum ki; acaba onları sevdiğim için, hep öndeymişiz gibi geliyor bana. O zaman bu raunddu her yönüyle diğer tarafı izliyorum. Hani ne vuruyor diye… Ama yok!.. Elle tutulur, gözle görülür şekilde hakkımızın yendiği maçlar oluyor. Sürmeneli’nin maçında gerçekten ortada bir yumruk yoktu. Maçta savaşmak isteyen taraf Buse’ydi. Benim için ne kadar zorsa Buse için de o kadar zor”.
■ Yarı final maçlarının ardından konuştunuz mu?
“Aslında ben de 3 altın madalyayla yine şampiyon olacağımıza inanıyordum açıkcası… Maçlarla ilgili pek konuşmadık. Buse’ye söylediğim şey; ‘Kimseye bir şeyi ispatlamana gerek yok. Zaten yapacağın her şeyi yaptın. Sen olimpiyat şampiyonusun. Yenilebilirsin. Başka yerde bunun olacağını sanmıyorum”. -Ki Buse de yense de yenilse de hepsinden ders çıkartabilen bir sporcu. Başka bir turnuvada bambaşka bir Busenaz Sürmeneli olarak karşımıza çıkar”
‘Hakem handikabı yaşadık, kafa yediğini görmedi’
■ Final maçı sonunda ‘Sürmeneli’nin kendine has hareketini de yaptın.
“O tribündeydi, göz göze geldik. O bana zafer hareketi yapınca ben de onun hareketini yaptım. Çok mutlu oldu. “Şennur ablanın da yaşadığı şey; gerçekten bir şeyleri çok istersiniz de giderek zorlaşır… Aynen buydu bence. Kariyerini Avrupa şampiyonu olarak bitirmek istiyordu. Aslında antrenörlerimiz, ‘Dünya şampiyonu oldun. Burada bırakalım’ dedi. Şennur abla, Budva’da şampiyon olmayı çok istiyordu. Hatta final günü bir kutlama yapmayı planlamıştık. Hem şampiyonlukları hem de Şennur ablanın jübilesi birlikte kutlayacaktık. Olmadı, burnundaki sağlık sorunu nedeniyle hakem kararıyla mağlup sayıldı. Aslında orada bir hakem handikabımız oldu. Hakem, kafa yediğini görmedi, yumrukla o hale geldiğini düşündü. Zaten kafa yediğini görse, Şennur abla maçı direkt kazanacaktı. Takıma nazar değdi.”
‘Kota için doğru hamle yapmak istiyoruz’
■ Paris 2024 Olimpiyat Oyunları geliyor. Nasıl ilerleyeceğiz…
“Mart ayında Dünya Şampiyonası görünüyor, hemen peşi sıra Avrupa Oyunları var. Dünya Şampiyonası’na henüz katılıp katılmayacağımıza karar vermedik. Çünkü Avrupa Oyunları’nda şampiyon olan kota alıyor. Biz de iki turnuvada pik yapmamak, yorulmamak… Tabi daha federasyon, kulüp ve antrenörlerle oturup konuşmadık. Doğru hamle yapmak istiyoruz. Şu an düşündüğümüz şey; Avrupa Oyunları’nda işi bitirmek. Sonra 1 sene kalıyor ve zaman diliminde sadece Paris 2024’e hazırlanmak istiyoruz. IBA ve IOC arasında işler karışık. Ne olacağını şu anda kestiremiyoruz ama ben bir 20 gün sonra tekrar kampa başlayacağım”
‘Maç stresi olmasın ama antrenman yapalım’
■ Sadece 20 gün mü dinlenme!
“Aslında antrenman yapmada bir şey yok. Antrenman yapmadığımda sıkılıyorum. Çünkü işim gibi, alıştım. Tek sıkıntı maç stresi olmasın ama antrenman yapalım (Gülerek) Topuk Yaylası’nda güç, kuvvet idmanlarına başlayacağız. Yiyerek-içerek antrenman yapıyoruz. En sevdiğimiz dönem geliyor (Gülerek). Tabii en öncelikli hedefim benim mental ve fiziksel olarak dinlenmem. Sonrasında, nerede Paris 2024’e kota alacaksak doğru hamleyle vizeyi alıp, kalan 1 senede sadece olimpiyata hazırlanmak”.
‘Ne kadar çok turnuvaya katılırsak dikkatin o kadar dağılıyor’
■ Kotayı ne kadar erken alırsan olimpik sporcunun kafası o kadar rahat oluyor değil mi?
“Hem o şekilde hem de nekadar çok turnuvaya katılırsan, dikkatin, odağın o kadar dağılıyor. Performans olarak da yoruluyorsun. Yapabilecekken yapamayabiliyorsun. Son seneye de bırakırsak eğer, bir şanssızlık oldu diyelim, Avrupa Oyunları’nda alamadık. En azından önümüzde motive olacak bir zamanımız kalır. Diğer tarafta her turnuvaya gidip, kota alamamak mental olarak da çöküşe geçiriyor. O yüzden fiziksel ve mental olarak doğru hamle yapmak istiyoruz.”
‘ Fenerbahçe 100. yılda 9 branşta zirvede olmayı hedefliyor’
■ Fenerbahçe 100. yılını kutlayacak. Bununla ilgili hedefler nedir?
“Fenerbahçe 100. yılda yarıştığı 9 branşta da zirvede olmayı hedefliyor. Biz de bu 9 branştan biriyiz. Tokyo 2020’den sonra Paris 2024 için büyük yatırımlar yapıldı, emekler verildi. Şöyle ki, ‘Bir olimpiyat madalyası kazanmışken neden bu sayı 3 ya da 4 olmasın’ bu düşünceyle yola çıkıldı. Biz de ülkemize ve kulübümüze yakışanı yapmak istiyoruz, zirvede olmak istiyoruz. Her zaman ki gibi… Tokyo için çok umutluydum ve bunu her röportajımda 3 yıl, 4 yıl boyunca dile getirdim. Paris için iki katı daha umutluyum. Belki insanlar ‘Büyük konuşuyor’ diyecek ama ben Paris’te altın madalya alacağım. Bunu şimdiden söylüyorum”.
FANATİK ÖZEL / Hatice Yücel
