Bizi Takip Edin

Yüzme

Nida Eliz Üstündağ, kariyerini ikinci olimpiyatla taçlandırmak istiyor

Milli yüzücü Nida Eliz Üstündağ, 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nda mücadele ederek kariyerini ikinci olimpiyatla taçlandırmayı hedeflediğini söyledi.

2016 Rio Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye’yi temsil eden milli yüzücü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni hedefleri için yoğun bir şekilde çalıştığını belirtti.

Kariyerinde birçok önemli organizasyonda mücadele ettiğini hatırlatan Nida Eliz Üstündağ, “2016 Rio Olimpiyat Oyunları’nda ülkemizi 200 metre kelebekte temsil ettim. 2017 Universiade Oyunları’nda yüzmenin ilk ve halen de tek madalyasını aldım. Bu süreçte Avrupa ve dünya şampiyonalarında finallerim oldu. Benim için oldukça zorlu ve keyifli bir süreçti. Yüzmeyi çok severek yapıyorum. Öncelikle bu süreçten keyif almaya devam etmek istiyorum. Daha sonrasında insan bunun da bir sonucu olsun istiyor. İlk hedef bu yıl Japonya’da yapılacak Dünya Şampiyonası, ardından da olimpiyat. Aynı zamanda spor psikoloğu olarak çalışıyorum. İkisini bir arada yürütüyorum ve benim için çok keyifli.” diye konuştu.

Milli yüzücü, 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nın baraj geçme etaplarının yakın bir zamanda başlayacağını vurgulayarak, “O yüzden bu süreç çok yoğun geçecek. Çok antrenman yaptığımız, motive bir şekilde devam ettiğimiz bir süreç olacak. Benim amacım olimpiyata gidip, orada yarı final ve final yüzmek. Bununla kariyerimi taçlandırmayı çok istiyorum. Bu süreçte küçük çocuklara, sporculara ya da daha önce hiç spor yapmamış insanlara da ilham olmak istiyorum. Amaç yalnızca olimpiyatlara gidip yüzmek değil, diğer sporculara ve çocuklara bunun mümkün olduğunu gösterebilmek.” ifadelerini kullandı.

“Başarı yalnızca bir madalya değildir”

Milli yüzücü Nida Eliz Üstündağ, Türkiye’de tesisleşme hamlesiyle beraber sporun geliştiğini dile getirerek, “Bu, zaten artan başarılarımızla görülebilir. Fakat her zaman başarı yalnızca bir madalya değildir. Madalya bir sonuçtur. Bu süreçte önce Avrupa ve dünya şampiyonalarına katılmak, orada finalde mücadele vermek ve ardından madalya almak. Bu böyle adım adım giden bir süreçtir. Biz önce katılımı, daha sonra final sayısını, ardından da madalya sayısını bu şekilde artırabiliriz. Bu böyle çok kıymetli bir süreç.” değerlendirmesinde bulundu.

Gençlik ve Spor Bakanlığının öncülüğünde sporun tabana yayılmaya çalışıldığını anlatan milli yüzücü, şunları kaydetti:

“Sporu tabana yaymak dediğimiz şey aslında mahallede birçok çocuğunun, yetişkinin spor yapması demek. Eğer siz çocuğa spor yaptırırsanız, o büyüdüğünde egzersizi, sporun artılarını hayatına katar ve bunları kullanır. Ardından bu çocuk bir yetişkin olduğunda başka insanları da spora teşvik eder ve böylece spor kültürü oluşmuş olur. Aslında üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımada ülkesi olmamızın yüzme özelinde müthiş bir anlamı yok. Şu an tesisleşme artıyor ve ‘yüzme bilmeyen kalmasın’ gibi çeşitli projeler var. Öğrenciler okullarda spora teşvik ediliyor. Ancak bu şekilde spor kültürümüz gelişecek ve sporcu sayımız artacak. Tabanda ne kadar çok sporcu olursa ileriki yıllarda madalya sayımız o kadar artar. Amaç tabanı güçlendirmek ve sporun bütün olumlu etkilerini insanlar üzerinde kullanabilmek.”

Yorum Yap

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Daha fazla Yüzme